11 Kasım 2012 Pazar

İhtiyar Adam

Baharın ilk günleri olmasına rağmen oldukça sıcak bir gün. Sinop'un Sarısu köyü. Havada en ufak bir esinti yok. Sadece vızıldayan sinekleri duyabiliyorum. Köyün meydanında ortada çok da büyük olmayan bir ağaç altında oturmakta olan ihtiyar adama gölge yapmakta. Ağaç dalından yapılma bastonuna dayanmış şekilde öylece duruyordu. İlerideki ahşap evin üst katında camın arkasında orta yaşlarda bir kadın ihtiyar adama arada bir bakmakta. İhtiyar adamın yanına varıp selam verdiğimde hiç kıpırdamadı. Selamımı alıp almadığından emin değilim.

Yüzü solmuş, saçları ve hafif uzamış sakalları ıslak gibiydi. Ellerinin üzerinde mavi renkli damarları kalınlaşmış, kemiklerine yapışmış gibi duran derisi kuru ve çatlak çatlaktı. Tırnakları kalın ve tümsek gibiydi. Burnunun üzerinde ve yüzünde bir dolu siyah nokta vardı. Sıcağa rağmen giydiği ceketi kırışık ama temizdi. Giysilerinin içinde kaybolmuş gibiydi. Ayaklarında kara lastik ve oldukça kalın bir çorap vardı. Kafasındaki takke sanki yıllardır orda idi. Ellerini bastonunun üstünde,  gözlerini ayaklarının hemen önüne dikmişti.

Neden sonra kıpırdadı ve hırıltıya yakın bir sesle " Torpak çağırıyor evlat" dedi.
.
Derinlerden bir dalga sesi geldi. Deniz bu kadar yakınmıydı?
.
.
Aykut İnce
Sinop-1999

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder